48 Haber Ajansı / 48HA - İSTANBUL - ANKARA / 3 gazeteci adliyeye sevk edildi
3 gazeteci adliyeye sevk edildi
Gazeteci Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker adliyeye sevk edildi. Meslek örgütleri gözaltılar için açıklama yayınladı.
Gazeteciler Barış Pehlivan, Seda Selek ve Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adını açıkladığı bilirkişiyle yaptığı görüşmeyi yayımladıkları gerekçesiyle gözaltına alınmışlardı. 3 gazeteci emniyet'teki ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.
Cumhhuriyet Gazetesi yazarı Barış Pehlivan, dün Halk TV’nin İstanbul’daki binasında gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Ardından programın sunucusu Seda Selek de İstanbul’da gözaltına alındı. Pehlivan ve Selek, ifade işlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye sevk edildi.
Öte yandan, Ankara'da gözaltına alınan Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker de Ankara Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemleri tamamlandıktan sonra bu sabah Ankara Adliyesi’ne sevk edildi. Serhan Asker’in ifadesini Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla vereceği öğrenildi.

Barış Pehlivan, Seda Selek, Serhan Asker (Soldan sağa) - Arşiv - 48 Haber Ajansı
Meslek örgütlerinden açıklamalar
Gazeteci Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker'in gözaltına alınmaları nedeniyle Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Bodrum Gazete Yayıncıları Cemiyeti birer açıklama yayınladı. Ayrıca , Çağdaş Gazeteciler Derneği web sitesinde; Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, DİSK Basın-İş, Haber-Sen, Gazeteciler Cemiyeti,
İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Ekonomi Muhabirleri Derneği ortak imzalı bir bildiriyi yayınladı.
TGC duyurusu aşağıda;
“Basın özgürlüğüne yapılan müdahalelerin yine ülke gündemini belirlediği bir dönemden geçiyoruz.
Herkes, bilgi edinme, haber alma, düşünceyi ifade ve serbest eleştiri hakkına sahiptir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanılmasının başlıca yolu olan basın ve yayın özgürlüğü temel insan haklarındandır. Bu hakların demokratik hukuk devletinde Anayasal güvence altında olması esastır.
Türkiye’de bunun tam aksine basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü önündeki engeller artarak devam etmektedir.
Toplumu sarsan her olayda gazetecilere yönelik haksız gözaltı ve tutukluluk gündeme gelmektedir.
Bu kararlarla gazetecilerin mesleklerini sürdürmeleri, haberin serbest dolaşımı engellenmektedir.
İktidar ve muhalefet partileri arasında yükselen siyasi gerilimin hedefi son olarak yine gazeteciler olmuştur.
CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarda adı geçen bilirkişi ile yapılan haberler ve görüşme nedeniyle Halk TV programcıları Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker 28 Ocak 2025 Salı akşamı gözaltına alınmıştır.
Gazetecilerin haber yaparken konunun tüm tarafları ile görüşerek yurttaşlara gerçeği ulaştırması gazetecilik açısından vazgeçilmez bir ön koşuldur.
Gazetecilik suç değildir. Meslektaşlarımızın gözaltına alınmasını protesto ediyoruz. Bir an önce özgür bırakılmalarını istiyoruz.
Türkiye’de demokrasinin yeşerebilmesi için haber özgür dolaşmalı, yurttaşlar habere sansürsüz ulaşmalıdır. Gazetecilere haksız yere suçlu damgası vurulmasından, suçlu ilan edilmesinden, kanunlara aykırı olarak evinden, işyerinden gözaltına alınmasından, tutuklanmasından ve halkın haber alma hakkının engellenmesinden vazgeçilmelidir.”
Kaynak: https://www.tgc.org.tr/18-slider/4826-tgc-gazetecilere-y%C3%B6nelik-haks%C4%B1z-g%C3%B6zalt%C4%B1lar-halk%C4%B1n-haber-alma-hakk%C4%B1n%C4%B1-engelliyor.html
ÇGD'den açıklama
"Gazetecileri susturamazsınız!
Uzunca bir süredir yargı organlarının bir baskı aracına dönüştürülerek basının sesinin kesilmeye çalışıldığını endişeyle takip ediyoruz. Sadece halkın haber alma hakkı elinden alınmıyor, düşünce ve ifade özgürlüğü de yok ediliyor. Bir basın toplantısını haber yapan gazetecilere soruşturma açılıyor, bu yetmezmiş gibi bir röportajı nedeniyle Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek için gözaltı kararları veriliyor. Sadece bir 'haber' nedeniyle verilen bu kararlar, Türkiye’de Anayasal güvence altındaki basın özgürlüğünün ne denli tehdit altında olduğunun açık bir göstergesidir.
Üç gazetecinin aynı anda gözaltına alınması, sadece bir operasyon değil, bir baskı dalgasıdır.
Bugün gazeteciler, mesleğimizin asli görevi olan sorgulamayı yaparken her an bir soruşturma ya da gözaltı tehdidiyle karşı karşıyalar. Sadece bu ay 14 gazeteci tutuklanmıştır. Bu, sadece basın için değil, bütün halk için bir tehdit ve faciadır.
Bugün siyaset kurumu, iktidar ve ne yazık ki yargı kurumları basın ve ifade özgürlüğünün yanında yer almak yerine gazetecilere yönelik bir tehdit aracı, bir sindirme mekanizması olarak işlev görmektedir. Bir demokrasinin sağlıklı işleyebilmesi için gazetecilerin özgür olması gerekmektedir. Eğer gazeteciler kendi işlerini korkusuzca yapamazsa, bu, sadece onların değil, bütün halkın kaybı olur. Gazetecilik, halkın haber alma hakkının da savunulmasıdır. Bu yüzden, gazetecilere uygulanan baskılara karşı hep birlikte dur demek, basın özgürlüğünü savunmak hepimizin sorumluluğudur.
Türkiye’de basın özgürlüğü, her geçen gün biraz daha yok ediliyorsa, bu, bir halkın kendi haklarından ve özgürlüklerinden daha fazla kaybetmesidir. Her gözaltı, her susturulmuş ses, demokrasinin bir parçasının yok olması demektir.
Basın özgürlüğü, yalnızca gazetecilerin hakkı değil, tüm halkın hakkıdır. Bu mücadele, sadece meslektaşlarımızı değil, hepimizi ilgilendiriyor.
Meslektaşlarımızın gözaltına alınmasını kabul etmiyoruz, bir an önce serbest bırakılmalarını istiyoruz.
Gazetecileri susturamazsınız, Gazetecilik Suç Değildir!
Basın Konseyi
Çağdaş Gazeteciler Derneği
Diplomasi Muhabirleri Derneği
DİSK Basın-İş
Haber-Sen
Gazeteciler Cemiyeti
İzmir Gazeteciler Cemiyeti
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği
Parlamento Muhabirleri Derneği
Türkiye Gazeteciler Sendikası
Ekonomi Muhabirleri Derneği"
Kaynak: https://cgd.org.tr/basin-aciklamalari/2025/01/29/gazetecileri-susturamazsiniz-2/
BGYC'den açıklama
Bodrum Gazete Yayıncıları Cemiyeti de (BGYC) bir açıklama yayınladı. Açıklama aşağıda;
"Ülkemizde ‘olan biteni’ objektif bir bakış açısıyla haberleştiren; medya kuruluşları genelinde ve basın emekçileri özelinde başlatılan soruşturmaları kaygıyla izliyoruz.
1 Kasım 1925 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün TBMM kürsüsünden ‘gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.’ sözlerinden güç alarak görev yapmaya çalışan gazetecilerin, mesleğini özgürce ifa etmesi her geçen gün biraz daha zorlaşmaktadır.
Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde yer aldığı üzere;
‘Gazeteci; halkın bilgi edinme hakkı uyarınca, haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlüğünü kullanırken kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçekleri çarpıtmadan aktarmak zorundadır. Ve nihayetinde herkes, bilgi edinme ve haber alma, özgür düşünce, ifade ve serbest eleştiri hakkına sahiptir.’
Başka bir deyişle; haber olma niteliği oluşmuş, toplumun öğrenmesi ve duruma şahitlik etme hali gerçekleşmiş her haber yayınlanmaya muhtaçtır. Bu durumu hasıl eden medya kuruluşları ve basın emekçileri de değil göz altında alınma, devlet tarafından korunmalı ve desteklenmelidir.
Gözaltına alınan basın emekçilerinin bağımsız yargı tarafından verilecek kararla mesleklerini yapmaya devam edebileceklerini umuyor ve inanıyoruz.
Korunacak öncelikle bir kurum ve/veya kişiler varsa; bireyin, toplumun ve devletin varlığını ve bağımsızlığını koruma düşüncesiyle, doğru yöntemlerle doğru haberin peşinde koşan medya kuruluşları ve basın emekçileri olmalıdır.
Ezcümle, basının, görev ve sorumluluklarının bilincinde olarak kamu yararını ilgilendiren her konuyu topluma iletme görevi olduğunu bir kez daha kamuoyu ile paylaşma ihtiyacı duyuyoruz.
Bodrum Gazete Yayıncıları Cemiyeti"